HAMD VE ŞÜKÜR « Kırşehir Gerçek Gazete

29 Mart 2024 - 05:40

HAMD VE ŞÜKÜR

HAMD VE ŞÜKÜR
Son Güncelleme :

12 Mayıs 2023 - 11:00

KIRŞEHİR ABDULKADİR GEYLANİ VAKFI KURUCUSU;MUSTAFA YILMAZ

HAMD VE ŞÜKÜR
Hamd, bütün nimetleri Allahü teâlânın yarattığına ve gönderdiğine inanmak ve söylemek demektir. Şükür, bütün nimetleri İslamiyet’e uygun olarak kullanmak demektir.

Herhangi bir kimse, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, herhangi bir kimseye, herhangi bir şeyden dolayı, herhangi bir suretle hamd ederse, bu hamd ve övgülerin hepsi, Allahü Teâlânın hakkıdır. Her şeyi yaratan, terbiye eden, yetiştiren, her iyiliği yaptıran, gönderen hep O’dur. Kuvvet ve kudret sahibi yalnız O’dur. O hatırlatmazsa, kimse, iyilik ve kötülük yapmayı irade, arzu edemez. Kulun iradesinden sonra, O da istemedikçe, kuvvet ve fırsat vermedikçe, hiçbir kimse, hiçbir kimseye, zerre kadar, iyilik ve kötülük yapamaz. Kulun istediği her şeyi, O da irade ederse, dilerse yaratır. Yalnız Onun dilediği olur. İyilik ve kötülük yapmayı, çeşitli sebeplerle hatırlatmaktadır.

Şükür, her nimetin Allah’tan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir. Allahü Teâlâ’nın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmek olur. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek de şükür sayılır.

Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. Nimeti vereni bilip gereğiyle amel etmektir. Bu amel, kalb, dil ve diğer azâlarla olur. Kalb ile iyiliğe niyet eder. Dil ile hamd eder, şükrünü açıklar.
Uzuvlarla şükür ise, Allahü Teâlânın verdiği nimetleri yerli yerinde kullanmaktır. Mesela gözün şükrü, müslümanların, arkadaşların kusurunu görmemektir. Kulağın şükrü, söylenilen ayıpları duymamış olmaktır.

Şükür, Allahü teâlânın verdiği nimetleri Onun sevdiği yerlerde kullanmaktır. Allahü teâlâ bir kula birbirini takip eden çeşitli nimetler verince, kul buna layık olmadığını düşünüp utanması da şükür olur. Şükürdeki kusurunu bilmesi de şükür olur. Şükredemiyoruz diye özür beyan etmesi de şükürdür. (Allahü teâlâ, kusurlarımı örtüyor) demesi de şükürdür. Şükür vazifesini yerine getirmenin Allahü teâlânın bir lütfu olduğunu düşünmek de şükürdür.

Şükür, kendini o nimete layık görmemektir. Şükür, İslamiyet’e uymak demektir.
İnsan, Rabbin verdiği nimetlerle günah işlerse, nankörlük etmiş olur.
Şükür, yapılan iyiliği anarak ihsan edeni övmektir. Yani dil ile teşekkür de şükürdür.

Nimeti muhafaza ve artırmak için
Şu üç şeyi yapan tam şükretmiş olur:
1- Gelen her nimeti Allah’tan bilip şükretmek.
2- Allahü teâlânın verdiği her şeye razı olmak.
3- Nimetlerden istifade edildiği müddetçe, Allahü Teâlâya isyan etmemek.

Şükür, hem eldeki nimeti yok olmaktan kurtarır, hem de yeni nimetlere kavuşturur.

Kuran-ı Kerim de Allah Teâlâ buyuruyor ki:
“Allah’tan sakının ki şükredebilesiniz.”
(Al-i İmran 123)

Allahü teâlâ, şükredene bol bol nimet verir. (Fâtır 30)

Hazret-i İbrahim, Rabbinin nimetlerine şükretti, Rabbi de onu doğru yola iletti. (Nahl 121)

Namazı doğru kılan, Allahü teâlânın sayılamayacak kadar çok olan bütün nimetlerine şükretmiş sayılır. Nitekim, (Namaz, şükrün bütün aksamını câmidir) buyurulmuştur. Demek ki doğru namaz kılan şükretmiş olur. Namaz kılmayan ise, nankörlük etmiş olur.

“Bir kimse, kendine verdiğim nimeti benden bilip kendinden bilmezse, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Bir kimse de, rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmez ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.” (İ.Gazali)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Kanaat eden, en çok şükredenlerden sayılır.”
(İbni Mace)

“Kıyamette “Şükredenler gelsin!” diye seslenilir. Onlar bir bayrak altında Cennete girer. Bunlar, darlık ve genişlikte, her hâlükârda Allahü Teâlâya şükredenlerdir.” (İ.Gazali)

“İnsanlara teşekkür etmeyen kimse, Allahü Teâlâya şükretmez. Aza şükretmeyen de, çoğa şükretmez. Allahü Teâlânın nimetini söylemek şükürdür, hiç bahsetmemek ise nankörlüktür.” (Beyheki)

“İyiliği anmak şükür, iyiliği gizlemek nankörlüktür.” (Ebu Davud)

“Bir kimse, kavuştuğu nimeti her hatırlayışta, Allah’a şükrederse, Allahü Teâlâ da, onun her şükrüne karşı yeniden sevab verir. Kim de başına gelen musibeti her hatırlayışta, “İnna lillah ve inna ileyhi raciun” derse, Allahü teâlâ da her seferinde onun sevabını artırır.” (Tirmizi)

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.