KIDEM TAZMİNATI HAKKIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ:
KIRMIZI ÇİZGİMİZİ AŞMAYIN!
Ülkemizin en önemli fabrikalarında, tesislerinde gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Alınterimizle kazanıyor, daha iyi bir gelecek ve insanca bir yaşam için sendikal mücadelemizi sürdürüyoruz.
Ancak yıllardır emekçilerin hakları tırpanlanıyor, ekonomi günübirlik politikalarla yönetiliyor. Ekonomide izlenen bu yanlış politikaların faturasını ise işçiye çıkarmak istiyorlar.
Bu faturayı iyi günde de kötü günde de hep işçiler ödüyor. Salgın ve savaş nedeniyle yaşadığımız hak kayıpları yetmiyormuş gibi bugün yüksek enflasyon nedeniyle alım gücümüz düşüyor, ücretlerimiz hızla eriyor.
Gerçeği yansıtmayan TÜİK fiyat istatistikleri, işçiden alıp sermayeye aktarmanın bir aracı haline geldi.
Son iki yılda, yoksullaştık… Eve götüreceğimiz ekmeği hesap ediyoruz…
Buna karşılık holdingler, şirketler bu dönemde kâr rekorları kırıyor. Bizim gelirimiz azalırken, şirketlerin kasaları doluyor. Aynı dönemde ekonomi büyürken, emeğin büyümeden aldığı pay düşüyor.
Ekonomide çarklar, işçiden alıp sermayeye vermek için dönüyor… Bu çarklar artık, işçinin lehine dönmelidir. Tüm değerleri üreten bizleriz… Ürettiğimiz değerden payımızı istiyoruz. Adil bölüşüm talep ediyoruz!
Emekçilerin çözülmesi gereken bu acil sorunları varken kıdem tazminatı hakkımız yeniden tartışma konusu yapılmaktadır.
Eylül başında açıklanan Orta Vadeli Program’da istihdamda esnekleşme hedefinin yanı sıra Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) kurulması öngörülüyor. Buna göre ikinci basamak emeklilik sistemi, işverenlerin de katkı koyduğu bir yeni fon ile oluşturulmak isteniyor. BES ile başlatılan süreç, TES ile sürdürülecek.
Niyet bellidir… Sağlık hizmetinin piyasaya açılmasından sonra, sosyal güvenlik sistemi adım adım özelleştirilecek, emeklilik hakkı devletin yükümlülüğünden çıkarılıp bireysel birikim fonlarına devredilecek…
Ancak asıl tehlike, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nde (TES) oluşturulacak fonun kıdem tazminatı ile ilişkilendirilmek istenmesidir.
Nitekim, Orta Vadeli Program’da örtülü biçimde yer alan bu niyet, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ağzından daha net bir şekilde ifade edilmiştir. Cevdet Yılmaz, “Kıdem tazminatında maalesef ciddi ödeme meseleleri var. Bir fon oluşturup bu meseleyi hem işçi hem işveren lehine çözmek istiyoruz” şeklinde açıklama yapmıştır.
Yani, işverenlerin yarım asırlık rüyası kıdem tazminatı fonu, bu kez Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi paketi içinde kurulmaya çalışılacaktır.
Fon sistemi ile aslında ücretin bir parçası olan kıdem tazminatının işçinin aldığı son ücretle bağı da kesilecek ve bu hakkımız piyasanın insafına bırakılmış olacaktır. Kıdem tazminatının iş güvencesi sağlayan işlevi ortadan kaldırılacaktır.
Kıdem tazminatını alma ve çekme koşulları zorlaştırılacak, tazminatın büyük kısmı emekli olana kadar çekilemeyecektir.
Kıdem tazminatı çalışanların elinde kalan en son ve en önemli kazanımdır. Ancak yıllar içerisinde bu hakkımızın parasal karşılığı sürekli düşmüştür. Kıdem tazminatı ile geçmişte ev ve araba rahatlıkla alınıyorken, bugün bunlar hayal olmuştur.
Hal böyleyken, bu hakkın daha da geriye götürülmesi asla kabul edilemez.
Bir kez daha uyarıyoruz: Kıdem tazminatı hakkımız kırmızı çizgimizdir. Zaten kayba uğradığımız bu hakkımızın daha fazla tırpanlanmasına, elimizden alınmasına asla izin vermeyiz!
Kıdem tazminatında yapılması gereken, koşulların zorlaştırılması değil işçi lehine iyileştirilmesidir:
Kıdem tazminatında tavan uygulaması kaldırılmalıdır.
Kıdem tazminatında işyerinde 1 yıl çalışma şartı kaldırılmalı, bir gün çalışılsa bile kıdem tazminatı ödenmelidir.
Her türlü işten çıkarma veya işçinin kendisinin işten ayrılmasında kıdem tazminatı ödenmelidir.
İşyerinin iflas ve icralık durumlarında kıdem tazminatı gibi işçi alacakları birinci sıraya getirilmelidir.
İşverenlerce ödenmeyen kıdem tazminatlarına mahkeme süreçlerinin sona ermesi beklenmeden devlet güvencesi getirilmeli ve kıdem tazminatı işverenden tahsil edilene kadar işçiye devlet tarafından önden ödenmelidir.
En büyük güvencemizin, alınterimiz ile yıllarca sağladığımız birikimlerimizin fon sistemi ile piyasaya emanet edilmesine göz yummayacağız!
Çocuklarımızın geleceğine ipotek konulmasına ve kıdem tazminatı hakkından mahrum edilmelerine asla izin vermeyeceğiz!
Kıdem tazminatı, emekçilerin son kalesidir, en temel hakkıdır. Bu hakkımızı savunmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz!
Kamuoyuna saygıyla duyurulur,
Petrol-İş Sendikası
Kırıkkale Şube Başkanı
Mehmet Doğan
