KIRŞEHİR ABDULKADİR GEYLANİ VAKFI KURUCUSU MUSTAFA
YILMAZ
NOEL VE YILBAŞI KUTLAMALARI
NOEL: Hıristiyanların 25 Aralık’tan sonra başlayıp, güneş takvimine göre yeni yılın ilk günlerinde de devam eden, başta hristiyanlar olmak üzere bütün putperestlerin Hz. İsa’nın doğum gününü kutladıkları bayram ve kutlamalardır. Yılbaşı ve Noel eğlenceleri Romalıların güneş tanrısına taptıkları putperestlik döneminden kalma bir gelenektir.
Dinimizde ise; noel ve yılbaşı kutlamalarının hiçbir yeri yoktur. Dini emirlerimizde ve milli geleneklerimizde hiçbir yeri, anlamı olmayan Noel’i ve yılbaşını “Müslümanım” diyen bir kimsenin kutlaması o milletin kültürüne iltica etmesinden, yozlaşmasından başka bir şey değildir.
Yılbaşı gecesinin asıl mânası, sayılı ömür senelerinin birinin daha bitmesi, ölüm denen kesin âkıbete biraz daha yaklaşılması, gençlik günlerinin tükenip, ihtiyarlık demlerinin gelmesi,.. demektir. Bu gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahete düşmek yerine; daha çok âhirete, daha fazla ebedî âleme meyili olmamız gerekir.
Allâh Teâlâ buyurmaktadır ki:
“Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”
(Mâide Sûresi 51)
İbn-i Ömer’den rivayetle Rasûlullah (s.a.v) buyurmuştur.: “Kim bir millete benzemeye özenirse o da onlardan sayılır.”
(Ebû Dâvûd, Libas, 4031)
’Ne zararı var?’ ya da ’Bizim niyetimiz onların dinlerine tabi olmak değil!’ gibi sözler, Ehl-i Kitab’ın hâlleriyle hâllenmek; onları, kendi dinlerine mahsus giyim, kuşam vs. taklit etmek onlara benzemek gibidir.
Noel ve yılbaşında bu maksatla tebrikleşmek ve hediyeleşmek, hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, bu tür kutlamalara katılmak caiz değildir.
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, Mektûbât’ında; Hinduların büyük bildikleri günlerine (ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hiristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına) hürmet göstermek, Yahudilerce bilinen gün âdetlerine uymak küfrü icap ettirip şirki gerektirir. Nitekim Ehl-i İslâm’ın cahilleri, bilhassa kadın kısımları küffarın belli günlerinde küfür merasimini icra etmektedirler. Bunları kendileri için de bayram kabul edip kızlarının ve kardeşlerinin evlerine onlara benzeyen hediyeler yollamaktadırlar… O mevsime de tam manası ile itina ederler. Bütün bu anlatılanlar şirktir ve Allah’ın dinine karşı küfürdür. Bu manada, Allâh Teâlâ, şöyle buyurdu: ’Onların çoğu Allah’a ancak ortak koşarak inanırlar.’ (Yusuf, 12/106)’
(Mektûbât-ı Rabbânî, 453. Mektup)
Allâh ve Peygamber’i (s.a.v.), İslâm ahlâkının dışındaki hiçbir ahlâktan razı ve hoşnut değildir. Öyleyse her mü’min, Kur’ân’ın ve Rasûlüllâh Efendimiz’in ahlâkını muhafaza etmeye çalışmalıdır. Allâh’ın rızasını ve Habibi’nin yolunu, vasıfları ’Allah’ın kendilerine gazap ettikleri ve dalalette olanlar’ olan, Hak’tan uzak, şirk ehli insanların ahlâkına tercih etmemelidir.
Miladi yeni yıla girecek olacağımızdan geçmiş yıllarımızın muhasebesini yaparak ve geleceğimizi de düşünerek dua, niyaz ve istiğfarda bulunmaya gayret gösterelim.
2023 Milâdi yılımızın bize, ailemize, vatanımıza-milletimize, bütün insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Amin!
